Başkalarının Aklı

1— Mevcut İnançlar. Başkalarının yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışmak yerine ortak bir zemin bulmaya çalışın. İçgüdüsel davranışımız, bizim haklı olduğumuz, karşı tarafınsa haksız olduğunu gösteren delillerle insanların inançlarını değiştirebileceğimiz yönündedir. Ama genelde bu bir işe yaramaz zira insanlar mevcut inançlarıyla çelişen gerçekler karşısında ya yeni bir karşı delil üretirler ya da yüz çevirirler. Bunun yerine ortak bir zemin oluşturmayı sağlayan argümanlar kullanılmalıdır.

2— Duygu. Duygular bulaşıcıdır; düşüncesizce kullanmayın. İçgüdülerimiz bize duyguların mahremimiz olduğunu söylese de bu doğru değildir. Etrafımızdakiler daima duygularımızı bilinçsizce ve çabucak kapar ve bu durum, davranışlarını etkiler. Kendi deneyimlediğiniz duyguların başkalarında da tetiklendiğini unutmayın.

3— Teşvikler. İkaz etmek ya da tehditte bulunmak yerine pozitif stratejiler kullanın. İçgüdülerimiz bize gelecekteki tehlikelere dikkat çekmenin insanların davranışlarını değiştirebileceğini söyler. Bu strateji genelde başarısız olur çünkü korku insanları harekete geçirmekten ziyade, onları demotive ederek eylemsizliğe iter. İçgüdülerimizin üstesinden gelip, hızlı ödüller sunmaya dayalı pozitif stratejiler kullanabiliriz. Basit bir olumlu geribildirim, küçük bir takdir ya da sosyal medya “beğenisi” bile beyinlerde “yap” sinyali üretebilir.

4— Eylemlilik. İnsanların kontrolde olma hislerini artırın. İçgüdülerimiz birinin davranışını değiştirmek için ona emir ve talimatlar yağdırmamızı söyler. Ancak insanlar özgürlüklerinin kısıtlandığını düşündüklerinde gergin ve demotive olurlar ve aynı şekilde karşılık vermeye meylederler. Oysa eylemlilik hislerini artırarak daha mutlu, daha sağlıklı, daha üretken ve daha uyumlu olmalarını sağlayabiliriz. Etki yaratmak istiyorsak içgüdülerimize yenik düşüp insanlara emir vermek yerine, seçenekler sunmayı başarmalıyız.

5— Merak. Mesajınızı bir felaket habercisi olmaktan çıkarıp faydayı öne çıkarın. Sezgilerimiz bize eğer önemli bir mesajımız varsa insanların bunu mutlaka bilmek isteyeceğini söyler. Bu varsayım yanlıştır. Özellikle mesaj tatsız bilgiler içeriyorsa çoğunluk kulak tıkayacaktır. Mesajınızı, sunduğunuz bilginin olumlu hisler yaratacağı şekilde düzenleyin, doldurduğunuz bilgi boşluğunu vurgulayın ve bilginin nasıl daha iyi kullanılacağını gösterin.

6— Ruh Hali. Başkalarının duygularınız üzerindeki etkisine dikkat edin. Stresli olduğunuzda ya da gözünüzü korkutan bir durum karşısında bilgiyi işleme ve karar alma biçimlerimiz değişiklik gösterir. Bunun sonuçlarından biri, risk almanın en gerekli olduğu durumlarda bile ihtiyatlı olmaktır. Başkalarının kararlarımız üzerindeki etkilerinin farkında olmak, durumu farklı bir açıdan görerek gereksiz ihtiyatlığın üstesinden gelmemize yardımcı olabilir.

7— Başkaları. (Aşırı) Sosyal öğrenmeye karşı tetikte olun. İçgüdülerimiz başkalarının tercihlerini taklit etmemizi söyler çünkü onların sahip olmadığımız bir bilgiye sahip olduklarını varsayar. Ne var ki başkalarının seçimleri bizimle alakasız nedenlere dayanabilir. Bu yüzden başkalarının seçimlerini dikkate alırken bilinçli olmalı, aynı tercihlerin bizim için eşit derecede uygun olmayabileceğini unutmamalıyız.

8— Başkaları. Eşitlik Önyargısı’na dikkat edin — insanların fikirlerini konu hakkındaki uzmanlıklarına göre değerlendirin. İçgüdülerimiz bize sürüyü takip etmemizi söyler. Ne var ki çoğunluk yanılabilir. Herkesin görüşüne eşit ağırlık vermektense kimin uzman olduğunu belirlemeye yarayan göstergelere odaklanın.


Kaynak: Tali Sharot, Başkalarının Aklı.


Yorum bırakın